“Kışa ait hayaller hatıraları işgal eder ve sürekli bulanık çağrışımlar ortaya çıkarır. Onları besleyen tek şey masallar değildir. Gerçekten de ölçeği küçülterek, haritacılık, şehir kartpostalları, kabartma planlar gibi sıra dışı biçimler altında bir manzarayı ya da bölgeyi sahiplenmek iyi bilinen bir süreçtir. Bunların amacı, bir bölgeyi yönetilebilir kılmak için bu toprağı ikilemektir. Görünüm işlevseldir -mekan içinde kendini konumlandırmak- ya da semboliktir: bir egemenlik alanını görünür kılmak, aidiyet duygusuna mekansal bir biçim vermek. Kışın büyüsü de benzer bir girişimin sonucunda, küçültülmüş temsilin en kendine özgü biçimlerinden birini yaratmıştır: cam küre. Tamamen lüzumsuz ve tam anlamıyla kitsch olan bu acayip nesne, bütünüyle hülyaya adanmış olduğundan esrarı daha da büyütür. Kahinlerin kristal kürelerine benzer ama hayali daha en baştan, bir manzara olarak içerir. Büyünün işlemesi için su dolu kürenin ters çevrilmesi ya da sallanması gerekir; böylece geçici bir kar yağışı başlar, “kar küresi” ismi de buradan gelir. Bir şehir efsanesine göre, 1878 dolaylarında Bayeux’daki bir imalatçı icat etmiştir bunu. Küre şeklinde, içi su dolu, camdan kağıt tutacaklarının 1878’deki Paris Dünya Fuarı’nın cam zanaatleri kısmında sergilendiği bilinmektedir. 19. Yüzyılın başından beri var olan bu nesneler, muhtemelen Viktoryen dönemde popüler olmuştu. Viyanalı bir imalatçının 1900 civarında bunun patentini almasının ardından, bu nesneler Atlas Okyanus’unun ötesine kadar yayıldı ve 1920’li yıllar boyunca ABD’de çok fazla imal edildi. 1950’lerden sonraysa Asya’da plastik versiyonları üretildi. Kış ve Noel, cam kürelerin klasik motifleridir ancak piyasada insanlı (Papa, Napolyon…), hayvanlı, keza masallardan alınma sahnelerin yer aldığı çeşitleri de bulunur ve dünyanın bütün turistik binaları, bir hareketle kar fırtınasına gömülebilir. Kar küresinin sinemadaki en meşhur tezahürü Orson Welles’in Yurttaş Kane (1941) filminde görülür. Filmin ilk sahnesinde Kane, esrarengiz bir sözcük söyledikten sonra kendi malikanesinde ölür ve ardından, bu sözcük vasıtasıyla adamın kaderini açığa çıkarmak için bir Flashback yaşanır; yedinci sanat için yeni bir retorik yöntemdir bu. Aynı anda Kane, içinde ahşap bir dağ evi bulunan kar küresini düşürür, küre yuvarlanır ve halının üzerinde parçalanır; nostaljinin ve hayalin yitip gidişinin sembolizmidir bu.
Kış: Bir Mevsimin Tarihi. François Walter. Sel Yayınları.