Yolculuk yazıları

24 Mart 2016

Evde yaşamaya devam. Sabah iyi kalktım, ilaç işe yaramış görünüyor. Sibel Vera’yla haberleşti. Çıralı’dan tanıdığımız Berlinli bir arkadaşımız. Bakanlıklardan birinde -hangisi şimdi hatırlamıyorum- basın danışmanı. Akşam o gelecek yemeğe. Öğleden sonra çıkıp, geçen gün gittiğim markete doğru yürüdük. Yoldaki süslü bahçelere baktık. Bol miktarda kırmızı şarap, et, salata ve kimi sebzeler alıp döndük. Sibel bir takım hazırlıklara girişti, ben ilaçlarımı alıp yatağa ve kitaplara döndüm. 

Vera yedi gibi geldi. Görüşmediğimiz zaman zarfında neler olup bitmiş, karşılıklı anlatıldı. Bahçede şarap kadehleriyle takıldık bu sırada. Sonra içeri geçip yemeğe oturduk. Çıralı’dayken yemeklerimizin müptelasıydı. “Bu kadar yol geldik, gene biz sana yemek yapıyoruz” diye takıldım. Gülüyor. Berlin’le ilgili bir takım tüyolar verdi Sibel’e. Sibel’e diyorum, çünkü benim takip etmem gereken kendi ajandam var ve hastalık yüzünden epey zaman kaybettim. Çok iyi caz kulüpleri varmış, denk getirebilirsek belki bir akşam caz dinlemeye gideceğiz birlikte. Sonra benim hanidir geçtiğim sulardan, 50 yaşına dayanmaktan söz etmeye başlamışlardı ki izin isteyip yatağıma çekildim. İyi bir gece geçirirsem, yarın hayata dönmeyi umuyorum.