“İtilafçıların teşvikiyle bir taraftan harp suçluları, diğer taraftan kalburüstü ittihatçılar tevkif ve muhakeme ediliyordu. Her ihtimale karşı Şişli’deki evimde bulunan mühim evrakla muhaberatı emin bir yere naklettim.
Evimin aranacağı haberini verdiler. Mühim bir şey bırakmadığımı zannederken, evimiz baskına uğradı ve buldukları bazı muhabere evrakı yüzünden tevkif edilerek Bekir Ağa bölüğüne ve Nazım Paşa riyasetindeki divan-ı harbe sevk edildim.
Suç olarak hakkımda isnad edilen mevzu, Ermeni muhaceretiyle ilgili olarak, bu işi tahrik edişim gösteriliyordu. Evimden emin bir yere nakleylediğim bilcümle siyasi ve gizli evrak ele geçmemişti. Yalnız bir bavulun cep kısmında, Dahiliye müsteşarlığından Cebel-i Lübnan mutasarrıflığına giderken, Adana’dan Dahiliye nazırına keşide eylediğim telgraf müsveddeleri ele geçmişti. İmhasını unuttuğum bu vesika, aleyhimde suç delili olarak kullanılıyordu.
Bu telgrafımda Talat Paşa’ya, karışıklık çıkarmaya müheyya olan Adana Ermeniler’inden bir kısmının da tehcire tabi tutulmasını teklif etmiştim.”
Ali Münif Bey’in Hatıraları. Taha Toros. İsis İstanbul. 1. baskı. Temmuz 1996. Sayfa 96